PARFÜM YAPIM EĞİTİMİ

Her insanın parmak izi birbirinden farklı olduğu gibi  Ten kokusu da birbirinden farklıdır.Piyasada sırf markalı diye aldığımız parfümler kişiliğimizi ve ruhumuzu tam olarak yansıtmaz.Sadece bize kendilerinin ticari amaçla ürettikleri kokuların ruhuna girmemizi sağlayarak bizleri o kokunun hipnoz telkinine sürükler.

Ruhumuzun eterik beden dahilinde 300 metreye kadar yayılmasını sağlamak için kendi aura enerjimizin enerji gücüne istinaden parfüm yani koku üretmemiz gerekir.Koku bir ruhtur.Ruh ta kendini eterik bedende deşifre ettiği için ruhta bir kokudur.Ruh kokudur,koku ise ruhun yansıyış biçimidir.Kendi auranıza göre kokuları anlamak ve algılamak için eni bir çalışma ile karşınızda
AURA KOKU EĞİTİM SANATI ADINI verdiği parfüm yapım eğitimlerine katılarak,Yüzlerce kokunun değişik algılanışlarını ve ruh eşinize sizi götürecek çekim kuvveti kokunuzu kendiniz hazırlayarak kaderinizdeki kişiyi veya kişileri kendinize daha çabuk çekebirirsiniz.Aura koku eğitimi sadece parfüm yapım tekniklerini öğrenmek değildir.Aynı zamanda kokunun ruhsal (spiritif) ve parapsikolojik etkenlerinide birarada yürütecek insanları kendi ruhunuza çekecek aura parfüm formülasyonlarıyla kokunuzu alan tüm insanların ruhunda çok derin telkinler oluşturabilirsiniz.Ruh yapısının ateş-su-hava-toprak 4 bileşkesi yanında enerji bileşkesinin var olduğudur.Ateş-su-ateş-toprak ve Enerji formülasyonunda imajinasyon etkisi oluşturabilmek için yani çekim kuvveti oluşturmak için kokuyu kullanmak gerektiği bilincidir.Aura güçlendirme çalışmalarında görülmüştür ki kokuda enerjik bir çekim kuvveti oluşturarak insanları birbirine yaklaştırıyor.


Kokular hayatımızda önemli bir rol oynar, sabah güne başlarken duşta başlar koku duyumuz, şampuanımızın veya duş jelimizin kokusunu duyarız önce, sonra belki kızarmış ekmek kokusu ve mis gibi bir çay kokusu, dışarı çıkmak için hazırlanırız, sürdüğümüz parfümün kokusu, yürüdüğünüz yollarda iz bırakan parfüm kokuları ya da sizi parfümünüzü anımsatan kokular. 


PARFÜMÜN TARİHİ

Parfüm, Latince, kokulu duman anlamına gelen perfumum kelimesinden geliyor. Tarihi ise oldukça eski: 
Günümüzden yaklaşık 5000 yıl önce, Mısırlılar güneş tanrıları Râ için güneşin doğuşundan batışına dek kokulu otlar yakarlardı. 

Ölülerini ise kokulu yağlar kullanarak mumyalar, mezarlarına parfüm şişeleri ve kokulu kremler koyarlardı. Nitekim yapılan kazılarda Mısır Firavunu Tutankamon un mezarından parfüm şişeleri ve krem vazoları çıkarıldı. Mısırlılar günlük hayatlarında ise kokulu yağlar ve pomatlar kullanırdı. Bunlar içinde en çok tercih ettikleri kyphi adını verdikleri kokulu bir yağdı. Kyphi, bal, şarap, pirinç, mersin çiçeği, safran, katırtırnağı ve ardıç özlerinden oluşan bir karışımdı. Nefertiti yasemin banyosu yapar, banyodan sonra vücuduna sandal ağacı, amber ve ender rastlanan çiçek özleri sürerdi.

Çağdaş niteliklere sahip ve bilinen ilk parfüm 14. yüzyılda, 1370 yılında yapıldı ve güzelliğiyle ünlü Macar kraliçesine atfedildi. Esans ve biberiye yağı ile alkol karışımından elde edilmiş, lavanta yağı ile zenginleştirilmiş bu karışıma özel bir isim verilmesi de unutulmamıştı: Macar Suyu. 

16. yüzyılda cam sanatının ilerlemesiyle birlikte parfümün gelişme süreci de hızlandı. O yıllarda parfümün en çok üretilip tüketildiği ülke Fransa idi. Fakat parfümün vücuda sürülmesinin hastalıklara neden olacağı düşünülür, parfüm sadece pis kokuları maskelemek için kullanılırdı. Bu nedenle giysiler, eldivenler, mendiller, hatta mücevherler bile parfümlenirdi. 

17. ve 18. yüzyıllarda, parfüm endüstrisi oldukça gelişti. Özellikle Fransa'nın Gresse bölgesi parfüm endüstrisinin kalbi, merkezi haline geldi.

20. yüzyılda parfümler muhteşem şişeleriyle birer sanat eseri halini aldı. Parfümler vücut kokularını bastırmak için değil, kişiliklerin altını çizmek için kullanılmaya başlandı ve çağdaş yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. 

 
Bir parfümün kokusunu yayma aşamalarına nota denir. 
Parfümler üst nota, orta notalar ve alt notalar olarak 3 aşamada kokularını yayar.

Üst nota: Tepe veya baş notası da denir. Parfümü sıktığınızda aldığınız ilk kokudur. En uçucu esanslardan oluşur. Baş notanın kokusu 2 ila 5 dakika içinde kaybolur.

Orta nota: Kalp notası da denir. Parfümün "tema"sını belirleyen kısmıdır. Kokunun cilde yerleşmesiyle belirginleşir. Orta notanın kalıcılığı genellikle 20 dakika kadardır.

Alt nota: Dip nota da denir. Parfümün gerçek kişiliğini, kalıcılığını ve başarısını belirleyen kısımdır. Kalıcılığı kullandığınız parfümün konsantrasyonuna göre değişir (yaklaşık 7 saat).

BİR PARFÜM NASIL BESTELENİR?

Bu konudaki temel kavramlar ile başlayalım, nota; tek bir esansı veya parfüme üst, orta ve baz notalarını vermek için birleşen parfüm fazı veya bileşenlerin kokulu harmanını ifade eder.
Gam; Bir parfümün, uyumsuz bir biçimde yerine bağlı bir biçimde bir fazdan diğer faz geçebilme yeteneğini anlatır.
Oktav: kurutma işlemi sırasında varlığını gösteren özel koku veya bileşenin seviyesini ifade eder.

Metafizik uzmanı Gökhan Hani, bir parfümün tüm esansını meydana getiren değişik etkenleri tarif etmek için üst, orta ve baz notalar kavramını kullanır. 19.yy.da Fransız Parfümcü Septimus Piésse parfüm için müzikal ölçeğe uyumlu bir sınıflama sistemi kurmuştur. Parfümleri her notanın genel bir gama sahip olduğu makamlar olarak tarif etmiştir. Bu gün bile kullanılan Piésse sınıflama sisteminde her koku ölçek üzerinde ki değişik bir notaya tekabül eder. Eğer bir parfüm, doğru olarak formüle edilebilirse cilde uygulanmasından kuruma aşamasına kadar kokunun son senfonisi doğru akorlar içinde devam edecektir. 1923 'te Poucher kokulu bileşenin buharlaşma oranı üzerine yaptığı çalışmasıyla Piésse'nin çalışmasına katkıda bulunmuş oldu Tümü 1 ile 100'e kadar bir ölçeğe temellendirilen yapıda Poucher üst notaları 1 den! 5 e kadar sınıflandırmıştır, çünkü bunlar çabuk buharlaşırlar, mesela, mandalina 2,kişniş 3, Hindistan cevizi kabuğu 11 dir. Orta notalar 16 dan 69'a kadar sınıflandırılmıştır.Mercanköşk 18,karanfil tomurcuğu 22 ylang ylang 24 gül,yasemin 43 tür. en uzun süren baz notalı kokular 70'de 100'e kadar sınıflandırılmışlardır kasnı 90, günlük, meşe yosunu, tonka fasulyesi, Kabe samanı, paçuli sandal ağacı en yüksek sınıflamaya sahiptir yani en yavaş buharlaşanlardır ve değeri tahmin edeceğiz gibi 100'dür. Bu sistem Metafizik uzmanı Gökhan Hani tarafından 2010 yılında açık parfüm sanat eğitimi olarak güncellenmiştir ve bu bir eğitim kılavuzu olarak kullanılır.


Üst Notalar; Bir parfümün ilk intibaını veren en hafif ve en çabuk geçen kısmıdır. Onların başlangıç intibaları bir kaç dakika sürer ama parfüm fazı başlarken orta notalar ile harman olur.

Üst notalar için genel örnekler şöyledir, Yeşillik için, kasnı, sümbül, nane, biberiye, lavanta, fesleğen
Baharat: tarçın, kakule, karanfil, kişniş, biber
Çiçek: sardunya, gardenya, papatya, kadife çiçeği
Meyve: armut, şeftali, kavun, erik, kayısı, ahududu
Turunçgil: limon, misket limonu, mandalina, portakal çiçeği, ananas, bergamot

Orta notalar; parfümün karakterini belirler, ana notalar diye de bilinir, cilt üzerinde gelişimi yaklaşık 10 dakika alır ve destekleyici baz notalarla ahenk içinde cilt üzerinde saatlerce etkili olurlar genellikle çiçeklerden oluşur. Karanfil, siklamen, nergis, sardunya, frezya, hanımeli, bal, iris, yasemin, manolya, inci çiçeği, mimoza, orkide, gül, stefanodis, sümbülteber, menekşe, nilüfer, ylang-ylang vb.

Baz Notalar: Derinlik veren üst ve orta notaları taşır, sıklıkla sabitleyiciler olarak bilinir, buharlaşma zamanını ve kokunun cilt üzerindeki kalışını uzatırlar. Gri amber, balzam, benzoin, sedir odunu, misk kedisi, kumarin, günlük, laden, misk, mürsafi, paçuli, sandal ağacı, aselbent, tonka fasulyesi, vanilya, kabe samanı

Bu arada kuruma dediğimiz kokunun son fazının cilt üzerinde oluşması ile meydana gelir. Kuru ciltlerde 25 dk, yağlı ciltlerde ise 12 dk civarındadır. Bir parfümün kalıcılığı bu dönemde hesaplanır.

Parfümlerde bir temel koku bir de tamamlayıcı kokular bulunur. Mesala gül kokusunun tamamlayıcısı yaprak kokusu gibi. Formülasyonda temel kokunun konsantrasyonunu fazla tutmanız gerekir. Genel de parfümlerde %20 den fazla esans kullanmak gerekebilir. Ancak bazı esansların özelliklerine bağlı olarak yoğunluğu, hidrofobluğu, lipofili olma özelliği v.s alkol -su-esans oranı değişmektedir. Bu oranı açık parfüm yapım eğitiminde yapacağımız denemelerle belirlememiz gerekiyor. Eğitim denemeleri sırasında daha iyi göreceksiniz ki bazı oranlarda üst tabakada yağ birikimi olacaktır bu açıdan bu sorunu etil alkol kullanarak yok edeceğiz. Bazen de etil alkol yerine IPA (izopropil alkol)da kullanabiliriz. Kullandığınız parfümün kalıcılığını sağlamak için Stabilizatör olarak tabir ettiğimiz propilen glikol ve dipropilen glikol ilave ederek daha profesyonelce çalışabiliyoruz. 

Parfüm yapımında kullanılan esanslar  uçucu yağ olduklarından ışık, ısı, nem v.s etkenlerle oksidasyona uğramaktadır. Bunun önüne geçmek için katkı maddeleri de ilave etmemiz parfümünüzün raf ömrünü arttırıyor. Tam oran olarak 95 derecelik 1 ltd alkolde esansın cinsine bağlı olarak temel koku ve tamamlayıcı koku toplam olarak 20 gram esans ilave ediyoruz. Parfüm yapımında ilave edeceğimiz Su miktarını tam ayarlamak için alkometre kullanacağız. Eğer alkol metre kullanmayacaksak alkol derecesi 70 veya 80 olana dek deiyonize su ilave edebiliriz. Kullanacağınız su mutlaka deiyonize su olmalıdır. Aksi halde sudan girişim yapan maddeler formülasyon da bozulmalara yol açabilir. Son olarak Stabilizatörleri de ilave ederek işlemi tamamlıyoruz. Açık parfüm eğitiminde 1-2  beklettiğiniz karışım formülü parfüm olarak kullanıma hazırdır. Ayrıca açık parfüm eğitiminde oluşturduğumuz parfüm konsültasyonunu ısıya dayaklı olma özelliğine bağlı olarak da destinasyon yapma özelliğini de kurs sırasında sizlere öğretmekteyiz.


 Parfüm eğitiminde Bir parfümün uzun süre kalabilmesi için bazı teknik eğitimlerde verilecektir bu eğitimlerde 
1.Bir parfüm ün uzun süreli olabilmesi için taşıyıcı faz bilgileri.
2.Ciltte uzun süreli kalması için mutlaka Mono propilen glikol ve Isopropil Myristate veya Methyl glucet 20 tarzı hammaddeler ilave etme bilgileri.
3.Açık parfüm yapımında alkol ve su dengesini sağlamak için 80 derece alkol oranına su dengeleyici kullanma.
4.Parfüm yapımında üç temel madde etil alkol, esans ve su bileşkelerine bağlı olarak nem, karanlık ve serinlik ilkelerini oluşturarak ruh verme.

PARFÜM YAPIMINDA KULLANILAN HAMMADDELER
A ) DOĞAL YAĞLAR
1 .
Bitkisel kökenli Doğal Yağlar
Damıtma
Uçucu Eritkenlerden Çekme İşlemi
2 . Hayvansal Kökenli Doğal Yağlar

B )
SENTETİK YAĞLAR
C ) SU
D ) ALKOL
E ) FİKSATİVE

PARFÜMÜN ÜRETİLMESİ
İlk bölümde genel olarak kokuların, daha doğrusu güzel kokuların sihirli güçlerinden ve bu güçlerin nelere kadir olduğundan bahsettik. Bu bölümde ise olabilecek en kısa ve özet şekli ile parfümden bahsedeceğiz. 

PARFÜM 
Parfüm, doğal veya sentetik kokulu yağlar (hammadde), su ve alkolün belirli oranlarla karıştırılması ile elde edilen güzel kokulu sıvıdır. Bu karışımın oranları üzerinde değişiklikler yapılması suretiyle genel olarak parfüm olarak adlandırdığımız sıvı, çeşitli hallere büründürülür. Bu oranlara göre de çeşitli isimler alır. Kısacası piyasada birbirine benzer gördüğünüz tüm bu ürünler, parfüm dediğimiz bu güzel kokulu sıvının yağ oranları birbirinden farklı hallerini ifade eder. 

PARFÜM YAPIMINDA KULLANILAN HAMMADDELER
A ) Doğal Yağlar 
Yaklaşık 200 çeşit bitkisel ve hayvansal kökenli yağ vardır. Doğal yağlar bitkisel ya da hayvansal kökenli olmalarına göre iki kısma ayrılır;
1-Bitkisel Kökenli Doğal Yağlar : 
Tamamen doğadaki bitki ve köklerden elde edilen, koyu kıvamı nedeniyle de yağ olarak adlandırılan ve çıkarıldığı bitkiye kokusunu veren maddelerdir. Bitkiler kendilerine has kokularını veren bu doğal yağları oluşturmak için salgı bezlerinden salgıladıkları 100 e yakın farklı kimyasal maddeyi karıştırırlar. Bu yağ üretimi bitkinin yaşına, türüne, mevsime, ısı ve ışık durumuna göre fazla veya az olur. Yağlar bitkinin yeşil kısımlarında oluşur. Ancak bitki olgunlaştıkça diğer kısımlarına da taşınırlar. Netice itibariyle oluşan bu yağa, o bitkinin ismi verilir. Örneğin; lavanta yağı, yasemin yağı, gül yağı gibi... Parfüm yapımında kullanılan doğal yağlar kimi bitkide yaprak kısmından, kiminde kök kısmından çıkarılan yağlardır. Gül, yasemin, sümbül, nergis gibi bitkilerin parfüm yapımında kullanılan yağları, çiçeklerinden çıkarılırken; lavanta, nane, ıtır çiçeği gibi bitkilerin yaprak ve saplarından, armut, tarçın gibi bitkilerin kabuklarından, süsen, zencefil ve vetiver gibi bitkilerin ise köklerinden çıkarılır. 


Bitkisel kökenli yağları elde etmenin iki yöntemi vardır;
Damıtma; Buharla damıtma, çok eski bir işlem olmakla birlikte, aslında 9.yy da Araplar tarafından bulunmuştur. Bu işlem bir imbiklemedir. Hammaddelerin damıtılması için fiziksel bir dizi işlemden geçmesi gerekir. Düzenlenmeli, karıştırılmalı ve fermantasyon ile demlenmelidir. Özü çıkarılacak bitki önce yıkanır, ardından da su içerisinde demlendirilir ve bu su içinde iken damıtılır. Burada asıl amaç buhar ile bitkilerin uçucu bileşenlerini geri almaktır. 

Kaynama noktaları farklı olan su ve bitkiden oluşan karışım kaynatılır. Karışım kaynatıldığında önce kaynama noktası düşük olan buharlaşır. Bu buhar yoğunlaştırılıp tekrar sıvı elde edilir. Su ve esansın farklı yoğunlukta olmalarının doğal sonucu olarak, otomatikman birbirlerinden ayrılır. Damıtma işlemi de böylece gerçekleşmiş olur. 


Uçucu Eritkenlerden Çekme İşlemi; Önce ham maddeler bir aspiratör içinde hexane ve ethanol gibi uçucu eritkenler ile kimyasal işleme tabi tutulur. Sonra defalarca yıkanır, güzel koku dolu eritken damıtılarak konsantre hale getirilir. Uzun tahta bir yayıkta alkol içinde karıştırıldıktan sonra bir konsantre elde edilir. Çözülemeyen bitki özlerini ayırabilmek için filtre edilip soğutulur. Son konsantre işleminden sonra saf bir esans elde edilir. Genelde bu şekilde buharın hidrolik hareketine engel olunduğundan damıtma ile elde edilen üründen daha kaliteli bir ürün elde edilir. 

Sonuçta bir kilo gül yağı elde etmek için tam 2.000.000 adet (600 kilo) güle, bir kilo lavanta esansı elde etmek için ise tam 180 kilo lavantaya ihtiyaç var.

2- Hayvansal Kökenli Doğal Yağlar: Çeşitli hayvanlardan elde edilen güzel kokulu doğal yağlardır. Örneğin gri amber, misk, castoreum, civet gibi... Bu tür yağlar da parfüm endüstrisinde sıkça kullanılırlar. 

Hayvansal yağların elde edilmesi oldukça zahmetli bir çaba gerektirir. Gri amber, balinaların patolojik olarak bağırsaklarında gizli bulunan spermlerinden elde edilen bir parfüm hammaddesidir. Bunun için parfüm endüstrisi uzun süre balinaların izini sürer. Ancak yine de okyanus yüzeyinde ya da sadece uzun kıyılarda hareketli olarak bulunabilen balinadan bu maddenin elde edilmesi çok uzun uğraşlar gerektirir. Balinanın püskürttüğü su toplanarak çeşitli işlemlerden geçirilir ve bu madde elde edilir ve genelde koku sabitleştiricisi olarak parfüm yapımında kullanılır. Amber, ispermeçet balinasının bağırsaklarında yuttuğu katı maddelerin etrafında oluşan maddedir. Bu maddenin elde edilmesi için de söz konusu hayvan avlanarak, bağırsakları çıkarılır. Castoreum, beaver hayvanının arka butları arasında bulunan salgı bezlerinden çıkarılan maddenin, alkol ile demlenmesi ile elde edilir. Civet de yine özel bir tür olan civet kedisinin anüs bezinden elde edilir. Misk, misk karacasının arka butları arasında bulunan yağ tabakasının damıtılması ile elde edilir. Misk denilince akla karaca gelse de kedi, öküz gibi diğer bazı hayvanlardan ve bazı amber tohumları gibi bitkisel kökenli doğal kaynaklardan da bu koku çıkarılmaktadır. 

B )
SENTETİK YAĞLAR
Kısa tanımı, tamamen laboratuar ortamında oluşturulan kokulu yağlardır. Bu sentetik yağların üretiminde koku öykünme denilen bir teknik kullanılmaktadır. Doğal yağların hammaddesi olan bitkilerin kokularını ulaştırabildikleri alan, çeşitli tahlillerden geçirilir ve içeriğindeki kimyasallar belirlenir. Aynı kimyasallar bu sentetik maddelerin yapımında bitkinin içinde değil de laboratuar ortamında gerçekleştirilir. Sonuçta öykünülen bitkinin kokusu aynen üretilmiş olur. Koku öykünme haricinde tamamen laboratuar ortamında icat edilen sentetik yağlar da vardır. Bu yağlar da parfüm yapımında kimi zaman başlıca koku olarak kimi zaman da doğal veya sentetik kokulu yağlara yardımcı olarak kullanılır. 

Bu organik sentetiklerin kullanımına 19. yüzyılın sonlarında başlanması ile parfüm kompozisyonlarında adeta devrim oluştu. Bir zamanlar bu yağların sağlığa zararlı olduğuna dair çeşitli söylemler bulunmasına rağmen; artık bilimsel olarak ta bu maddelerin sağlığa hiçbir zararı olmadığı kanıtlanmıştır. Günümüzde ise doğal yağlara oranla daha çok tercih edilmekteler. Çünkü
Koku sektöründe sınırsız sayıda alternatifler yaratmayı mümkün kılmaktadır. Dünya üzerinde yaklaşık 200 adet bitkisel ve hayvansal kökenli doğal hammadde varken; 2000- 3000 civarında sentetik hammadde vardır. 
Zamanında bulunup kullanılmış ve sentetik taklitleri yapılmış ancak şuanda doğada bulunması mümkün olmayan doğal hammadde kaynaklarının kokularını hala yaşatmaktadırlar.

Leylak, zambak gibi direkt olarak kokularının çıkarılmasına direnç gösteren narin bitkilerin bile kokularını kopyalamayı mümkün kılar.
Maliyetleri doğal hammaddelere oranla oldukça düşüktür.
Ekolojik dengeyi bozacak denli arsız olan parfüm endüstrisinin gazabından tüm doğal çevreyi korumaktadır. Artık sentetik maddeler balinaların bağırsaklarındaki kokunun çıkarılması için avlanmalarına engel olduğu gibi, güzel koku üretimi için soyları tüketilen onca bitki çeşidinden sonra, elde kalan çeşitlerin soyunun devamını garanti etmektedir. 

Bu sentetik maddelerin yapımı doğal hammaddelerle kıyaslanınca oldukça kolaydır. Bu günümüzde neredeyse tamamen sentetik hammaddelerden üretilen parfümlerin satış fiyatlarını da düşürmekte ve parfüm artık her türlü gelir seviyesine hitap edebilmekte. 

Kısıtlı kaynağı olan doğal hammaddelere oranla, sentetik hammaddelerin tüm dünyadaki ihtiyacı karşılayabilecek denli zengin bir kaynağı var. 
Doğal hammaddelerde yakalanması zor bir kalite istikrarını garanti ederler.
Doğal olmalarına rağmen kimi bünyelerde alerji yapabilen doğal hammaddelere göre sentetik ürünler tamamen anti-alerjiktirler. 

Kısacası tüm yönleri nedeni ile sentetik yağlar günümüzde üretilen tüm parfümlerin vazgeçilemez hammaddeleridir. Günümüzde orijinal parfümlerde de büyük oranda sentetik hammadde kullanımı artmıştır. Teknolojideki gelişmelere bakılırsa, gelecekte de zengin içerikli, baş döndürücü parfüm kompozisyonlarında da yerlerini koruyacaklardır. 

C )
SU
Suyun parfüm yapımında kullanılmasının iki ana nedeni vardır; yine parfüm hammaddelerinden olan alkolün derecesini düşürmek ve de doğal yağların sahip oldukları kokuların etrafı sarmasına yardımcı olmak. Parfüm yapımında kullanılan alkol 80 derece olmalıdır. İşte alkolü bu istenilen dereceye düşürmek için alkole su katıştırılır. Karışımda yerini alan su distilize edilmiş saf su olmalıdır. Distilize edilmiş su şu şekilde elde edilir; doğal yapısında çeşitli kimyasallar ve iyonlar bulunan su, kaynatılır. Oluşan buhar yoğunlaştırılarak diğer bir yere alınır.  İnorganik kimyasallar buharlaşmadığından; yoğunlaştırılmış buhardan tekrar elde edilen su, tuz içermez. Tuz içermediği için de parfüm içeriğinde kullanılan yağların özünde bir değişikliğe sebep olmaz. Su tamamen kokusuz bir madde olduğu için doğal yağların kokusunu herhangi bir değişikliğe uğratmaz. Karışımında suyun oranı düşük olmakla birlikte en önemli faydası su moleküllerinin buharlaşması esnasında parfümün nüfuz ettiği yüzeydeki koku taneciklerini de buharıyla birlikte kaldırarak havaya karışmasını ve böylece kokunun etrafa yayılmasın sağlar. 

D )
ALKOL
Pancar, patates nişastası, incir gibi bazı bitkilerin şekere dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan glikoz çözeltilerinin mayalaşmış özlerinin damıtılmasıyla elde edilen, uçucu bir sıvıdır. Bu sıvının aynı zamanda yoğun kıvama sahip doğal yağları inceltme ve kokularının kalıcılığını arttırma gibi bir özelliği de vardır ki bu nedenle de parfüm yapımında kullanılır. Bu şekilde tenimize veya kıyafetimize sürdüğümüzde kokulu yağların tenimizde yağlanma yapması ve boyaması da engellenmiş olur. Ancak parfüm yapımında kullanılan alkolün niteliksel olarak iyi bir kaliteye sahip ve olabildiğince kokusuz olması gerekir. 

E )
FİKSATİVE (FİKSATÖR)
Güzel kokulu yağların koku moleküllerini emerek bir arada tutulmasını, bu koku bileşenlerinin buharlaşma oranlarının düzenlenmesini ve bunun sonucu olarak daha uzun sürede buharlaşmalarını sağlar. Fiksative kullanılarak yapılan parfüm; koku molekülleri daha uzun zamanda buharlaşacağı için daha uzun süren bir kalıcılığa sahip olur. 

Fiksative olarak kullanılan çeşitli hammaddeler vardır; gri ambar, civet, misk v.b. gibi... 
Yukarıda saydığımız tüm bu hammaddeler çeşitli oranlarda bir araya getirilerek çiçek, yaprak yada kök notaları ile beslenen evrensel dilimiz olan büyüleyici parfümler meydana getirilir. Şunu da unutmamak gerekir ki; kaliteli bir parfüm yaklaşık olarak 600 kadar maddenin bir araya getirilmesi ile oluşur. 

PARFÜMÜN ÜRETİLMESİ
Farklı maddelerin birbirinden farklı kokularının bir araya getirilip o esiri olduğumuz parfüm kokularına dönüşmesi tam bir uzmanlık, yetenek ve zevk işidir. İşte tüm bu özelliklerin hepsine birden sahip olma şansına sahip kişilere parfüm sektöründe kısaca burun deniyor. Ancak yaptıkları iş düşünülünce biz onlara sanatçı demenin daha doğru olacağı kanısındayız. 

Tüm dünyada sayıları 50 yi geçmeyen burun diye tabir olunan bu kişiler parfüm sektörünün ana beyni. İşte bu nedenle de çok önemliler. Bu önemi bilen ve bu konuda Profesyonel eğitimler için açık parfüm eğitimlerine katılarak sizde parfüm sanatının baş döndürücü egzotik, otantik ve estetik değerlerini anlayabilir ayrıca açık parfüm dükkân ve mağazaları açarak sizde kendi parfümünüzü kendiniz imal edebilirsiniz. Açık parfüm eğitimi alarak burun hafızanıza 50 den fazla koku ekleyebilirsiniz. Eğitime bu sene başlayan ruhsal ve kişisel gelişim merkezimiz, toplamda 4 saatlik bir eğitim veriyor. 4 saatlik eğitimin sonunda da en az 50 farklı kokunun öğrencilerin hafızasına kaydedilmesi amaçlanıyor. Tabi bunun için doğuştan bir yeteneğe de sahip olmak gerekmiyor. Her kesimden her türlü insanlar açık parfüm eğitimine katılabilir. Aslında bu hedeflenen bu 300 kokuyu hafızada tutabilmek; sadece ilk adım. İyi bir burun olabilmek için en az 4 saatlik bir çalışma, çıraklık dönemi ve bu 4 saatlik eğitimin sonunda da en az 50 kokuyu tanıyabiliyor olmak gerekiyor. Ruhsal ve kişisel gelişim bazında eğitim veren nin açık parfüm eğitim verdiği özel atölyesinde aynı zamanda doğal ve sentetik hammaddelerin kullanılması, hammaddelerden nasıl bir sentez oluşturulacağı, parfüm üretme teknikleri ile ilgili de eğitim veriliyor. Tabi ki bu eğitimi alabilmek için doğuştan bir yeteneğe sahip olmak şart değil. 


Her parfümün üretimi önce Burun ların beyninde başlıyor. 



 

 

Good Guy bad Guy Good Guy bad Guy Good Guy bad Guy Good Guy bad Guy Good Guy bad Guy Good Guy bad Guy Good Guy bad Guy Good Guy bad Guy Good Guy bad Guy Good Guy bad Guy